İngilizce öğretmenliği yaptığım yıllarda öğrencilerimi her yaz İngiltere’ye lisan okullarına götürürdüm. Öğretmenliği bir süre sonra bıraktığımda bu defa öğrencilerimin kardeşlerini, komşuların çocuklarını kızımın arkadaşlarını götürmeye devam ettim. Onlarla müzeleri gezmek, kütüphanelere, kitapçılara gitmek, onları yabancı bir kültürle tanıştırmak, dünyalarını zenginleştirmek hoşuma gidiyordu. Türk parası değer kaybedip yabancı paralar değer kazandıkça bu tür yaz okulları erişilemez oldu ve çok da anlamlı gelmemeye başladı bana. Çocuklar yaz tatilinde bile sınıflara tıkılıp İngilizce öğrenmeye mahkûm ediliyorlar, boş kalan zamanlarında da yerel halkla çok fazla kaynaşmıyor, hamburgercilerden, dükkânlardan çıkmak istemiyorlardı.
Oysaki bir öğretmen olarak lisanı en güzel öğrenme şeklinin gerçek yaşamın içinden geldiğini çok iyi biliyordum. Çocuğumuzu dil öğrenmesi için ne yapalım sorusuna yeni bir cevap bulmak zorundaydım. Gençtur Çalışma Kampları. Ekonomikti, bir kültürü yaşayarak tanımak için en güzel yoldu, hayatın içindeydi, bir sürü arkadaş edinmenin en kolay yoluydu. Bu kez çocukları, gençleri bu kamplara yönlendirmeye başladım. Onlarla kamp seçtim, valizlerine neler koyacaklarını listeledim, gidecekleri yerlerin bilgilerine nasıl ulaşacaklarını gösterdim. Kızım ve arkadaşlarıyla kayıt için Gençtur’a gidip gelmeye başladıkça kaçınılmaz soru çok akıllı bir çocuk tarafından soruldu.
“Herkesi çalışma kampına gönderiyorsunuz. Bu kadar iyi olduğunu düşünüyorsanız siz niye gitmiyorsunuz?”
“Niye gitmiyorum sahiden,” dedim kendi kendime.
O zamandan beri her yaz farklı bir kampa gidiyorum. Sevgili Zafer Yılmaz ve özverili ekibi her yıl çok güzel kamplara yerleştirdiler beni. Almanya Augsburg yuva restorasyonu, Almanya Gaufelden duvar inşaatı, Slovakya Bratislava 3-6 yaş yaz kreşi, Türkiye İstanbul Aziz Nesin Çocuk Cenneti yazı ve çalışma kampı ve bu yaz da bir eğitim kampı olan yine Almanya Berlin Nazi çalışma kampları fotoğraf projesi.
Aziz Nesin Çocuk Cennetinde muhteşem gençlere grup liderliği yaptım. Domates doğrayıp ceviz ağaçlarının dibini çapaladığımız gibi bahçede oturup öyküler şiirler yazdık. İstanbul’a ve çevre ilçelere geziler düzenledik. Aziz Nesin kütüphanesini keşfettik. Birbirimizi tanıdık ve hiç bitmeyecek dostluklar kurduk.
Bu yaz katıldığım kamptaki Sırp ranza arkadaşım, 27 yaşındaki Sanja şöyle bir şey söyledi…
“Seni tanıdığıma çok sevindim. Otuzlu yaşlarda hayatımda her şeyin duracağını sanıyordum. Ama seni gördüm, neler yapabildiğine şahit oldum. Artık hayata karşı umutla bakıyorum. Demek ki istersen yaşın ne olursa olsun birçok şey yapabilirsin. “
Elli dört yaşında başka genç kızlara umut oldum. Daha başka ne isteyebilirim ki? Durmayı düşünmüyorum; maddi imkânım ve sağlığım elverdiğince kamplara katılmaya devam edeceğim.
Bu yaz Berlin Schöneweide dokümantasyon merkezinde ilk birkaç gün sevgili Susanne Keisel ile fotoğraf çekme teknikleri üzerine çalıştık. Daha sonra sevgili rehberlerimiz Elisabeth ve Tanja ile Nazilerin zorla çalıştırıldığı fabrikaları, işçi barakalarını, evleri, hastaneleri, müzeleri, işlikleri gezdik, Musevilere yapılan zulmü okuduk, tartıştık. Amerikalı, Sırp, Yunanlı, Ukraynalı, Rus, Macar, İspanyol, Hollandalı, Tayvanlı, Japon; tarihçi, psikolog, öğretmen, küratör, yazar gibi farklı meslek grubundan her yaştan arkadaşla birlikte fotoğraf çekip bir sergi açtık. Duygularımız karışıktı çünkü konumuz savaştı, ırkçılıktı, zulümdü… Ama kampta paylaştıklarımız, dostluğumuz üzüntümüzün üstesinden gelmemizi sağladı.
Halen öykü, roman atölyeleri düzenliyorum, hayalet yazar olarak çalışıyorum, öyküler yazıyorum. Burgazada Sait Faik Müzesi’nde çocuklarla yazı çalışmaları yapıyorum. Günışığı Kitaplığı’ndan yayınlanmış, Ayasofya Konuştu ve Sırlar Yolu isimli iki tane çocuk romanım var. Şimdi üçüncüsü yolda; paralı bir lisede okuyan, yaz tatilinde Amerika’ya fiyakalı bir yaz kampına gitme planları yapan, ancak annesinin aniden işsiz kalması sonucu yolu çalışma kampına düşen bir genç kızın öyküsü… Duvar inşaatında çalışırken çevresindeki duvarları yıkmasını ve kendi istediği yeni duvarları inşa etmesini öğrenecek.
Gençtur gibi önemli bir görevi üstlenmiş kuruluşa ve dünyanın her yerindeki gönüllü çalışma kamplarına hediyem olur inşallah bu kitap.
Füsun Çetinel- Yazar ve Eğitmen
Almanya Berlin
Nazi Forced Labor Camps Photo Project
3 Temmuz – 17 Temmuz